KİTAP
İnşaat Hukuku Kitabı

DAVA DİLEKÇESİ

~ 06.12.2020 ~

İSTANBUL BÖLGE İDARE MAHKEMESİ SAYIN BAŞKANLIĞI’NA

Sunulmak Üzere

İSTANBUL 8. İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞININA

 

2017/...

 

Davacı            :……..

 

Davalı         :İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü

 

Konu                                    :İstanbul ... İdare Mahkemesi’nce Verilen …….. Tarih  2017/…….. E. Sayılı Yürütmenin Durdurulması Talebinin Reddi Kararının Kaldırılarak Yürütmenin Durdurulmasına Karar Verilmesi İstemi.

 

 

Açıklama                          :

 

1-Yukarıda esas sayılı dosya ile açmış olduğum iptal davasında, Maliki bulunduğum İstanbul İli, Bakırköy İlçesi, ……….bağımsız bölümün, 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Yasa kapsamında arsa payımın satışının ve bahse konu parseldeki tüm kentsel dönüşüm işlemlerinin iş bu dava dosyasındaki yargılamanın kesinleşmesine kadar durdurulması/bekletilmesi hakkında yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini de talep etmiştim.

 

Yürütmenin Durdurulması talebim, mahkeme tarafından usul ve yasaya aykırı olarak, dosya kapsamına ve adalete uygun olmayan şekilde REDDEDİLMİŞTİR.

Bu RED kararına karşı itirazlarımı sunuyorum.

 

2- Verilen RED Kararı Kanuna Açıkça Aykırıdır.

 

İdari Yargılama Usulü Kanunu madde 27/2 :

“Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler. Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilir.

 Kanunun açık ve emredici hükmüne göre, mahkeme tarafından verilecek kararda GEREKÇE gösterilmek zorundadır. Yerel mahkeme, kararında hiçbir somut gerekçeye dayanmamıştır. Sadece “ kanunda öngörülen şartların gerçekleşmediği” gerekçesine dayanarak talebimi reddetmiştir.

3- Yürütmenin Durdurulması Kararı Verilmesi İçin Gerekli Şartlar Mevcuttur.

 

Kanun, YD kararı verilebilmesi için idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesini aramıştır. Dava dilekçemizde ayrıntılı olarak açıkladığımız üzere, idari işlem kanuna aykırıdır.

 

Dava konusu idari işlem sonunda, maliki bulunduğum arsa payı zorla satışa çıkarılmış ve satılmıştır. Anayasal Güvence altında bulunan mülkiyet hakkım ihlal edilmiştir. Kanunun aradığı, “telafisi güç ve imkansız” bundan daha büyük bir zarar olabilir mi? Davalı idare ve diğer malikler tarafından Anayasal hakkım ihlal edilerek, zarara uğratıldım.

 

4- Dava Konusu İşlem, Uygulanmakla Etkisi Tükenecek İşlemlerdendir.

 İdari Yargılama Usulü Kanunu madde 27/2’de “Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilir.” Şeklinde hüküm mevcuttur. Eğer bir idari işlem, bir kere uygulanmakla etkisi tükenecek ve artık geriye dönüşü mümkün olmayacaksa, bu durumda davalının savunmasını alınmasına da gerek olmadan YD kararı verilmelidir.

 Dava konusu idari işlem, 6306 sayılı Kanun kapsamında hissemin satışına yöneliktir. Böyle bir durumda, acilen YD kararı verilmesi gerektiği açıktır.

 Bu huşular Mahkeme tarafından dikkate alınmamış ve YD kararı verilmesi talebim reddedilmiştir.

 

5- Dava Konusu İdari İşlem Kanuna Açıkça Aykırıdır.

 

a-6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında 28/03/2016, 24/08/2016, 28/08/2016, 19/09/2016 tarihlerinde de kat malikleri toplantısı yapıldığını ve bir takım kararlar alındığını Bakırköy …. Noterliğinin …….. tarihli ve …… yevmiye numaralı ihtarnamesi (EK-3) ve Bakırköy 40. Noterliğinin .. tarihli ve ……yevmiye numaralı ihtarnamesi (EK-4) ile öğrendim. Söz konusu toplantılarda 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında karar alınmasına ve iş bu toplantı çağrılarının noter vasıtasıyla yapılması gerekmesine rağmen kanunun emredici bu hükmüne uyulmamıştır. Söz konusu toplantılarda kat maliklerince kentsel dönüşüm kapsamında yapılacak işlerin,  yönetim tarafından yürütüleceği karar altına alınarak, kat maliklerinin iradeleri yok sayılmıştır. Yok hükmünde olan sözde İnşaat Yürütme Kurulu, 6306 sayılı yasanın hiçbir hükmüne uymayarak, keyfi ve usulsüz uygulamalarla kentsel dönüşüm sürecini başlatmış ve halen usulsüz olarak bu süreci devam ettirmektedirler. (EK-4)

b-Kentsel dönüşüm yasası kapsamında maliklerin 6306 sayılı yasanın uygulama yönetmeliğinin 15/2. maddesindeki ilk toplantıyı yapma zamanı, riskli yapı statüsünün kesinleşme anıdır.  Riskli yapı statüsü, tapudan gelen riskli yapı yazısına 15 gün içinde itiraz edilmişse itirazın reddinden sonra, itiraz edilmemişse 15. günün sonunda kesinleşir ve ancak o zaman 6306 sayılı yasa kapsamında toplantı yapılabilir. Riskli yapı statüsü kesinleşmeden,  ilk uygulama toplantısı yapılamaz. Riskli yapı kesinleşmeden, öncesinde yapılan toplantılarda oy birliği sağlanamamış ise toplantılarda alınan kararlar üçte iki çoğunlukla alınsa bile geçerli değildir. Söz konusu somut olayda kanunun bu emredici hükmüne uyulmamıştır ve kanuna açık aykırılık bulunmaktadır. Şöyle ki;

                İstanbul İli, Bakırköy İlçesi, Kartaltepe Mah.  ……. Parsel, …… Sitesindeki taşınmazların riskli yapı tespit raporlarına itiraz edilmiş ve 12/08/2016 tarihinde riskli yapı raporları kesinleşmiştir. Riskli yapı statüsünün kesinleşme anı, 12/08/2016 tarihidir. Mevcut mevzuata göre, riskli yapı raporları kesinleşmeden önce (12/08/2016 tarihinden önceki dönemde) söz konusu taşınmazlarla ilgili yapılan toplantılarda 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu, riskli yapı raporları kesinleştikten sonra  (12/08/2016 tarihinden sonraki dönemde) ise söz konusu taşınmazlarla ilgili yapılan toplantılarda 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ve 6306 Sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği hükümleri uygulanmalıdır. Mevcut binaların yıkılarak yeniden yapılması için, 12/08/2016 tarihine kadar, tüm kat maliklerinin oy birliği gerekmektedir. Oysa ki,  ilgili yönetim, riskli yapı raporları kesinleşmeden önce, 10/01/2016 tarihinde yapılan kat malikleri toplantısında, 634 sayılı yasanın 45. maddesi gereğince oy birliği sağlanmadan, 6306 sayılı yasa kapsamında toplantılara başlamış, yasaya açıkça aykırı şekilde yapmış olduğu toplantılarda almış olduğu yok hükmündeki kararlar ile,  süreci bu güne kadar, usul ve yasaya aykırı şekilde devam ettirmiştir. Riskli yapı statüsünün kesinleşme anı olan 12/08/2016 tarihinden önce 6306 sayılı yasa kapsamında alınan tüm kararlar ve işlemler ile, daha sonraki tarihlerde iş bu kararlara dayalı olarak gerçekleştirilmiş hukuki tasarrufların tümü yoklukla maluldur. (EK-5)

 Usulsüz yönetim, kendi kendine almış olduğu kararla, tüm kat maliklerinin iradesini yok sayarak, sitenin yeniden yapılması hususunda sadece kendi belirledikleri iki firmadan teklif alınmasına karar vermiş ve rekabetçi ortam yaratmamıştır. Riskli yapı statüsünün kesinleşme anı olan 12/08/2016 tarihinden önce alınan teklifler ve bu tekliflere göre işin Yedi Bölge İnşaat A.Ş.’ye verilmesi kararı ve daha sonraki tarihlerde iş bu karara dayalı olarak gerçekleştirilmiş hukuki tasarrufların tümü de yoklukla maluldür.

İnşaat Yürütme Kurulunca,Bakırköy 40. Noterliğinin 11 Ocak 2017 tarihli ve ……yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 19/09/2016 tarihli genel kurul kararlarına ve 04/01/2016 tarihli İnşaat Yürütme Kurulu Kararlarına katılmayı kabul etmeye davet edildim. 19/09/2016 tarihli toplantı daveti noter marifetiyle yapılmamıştır. Bu yönüyle söz konusu toplantı ve toplantıda alınan kararlar usul ve yasaya aykırıdır. 04/01/2016 tarihli İnşaat Yürütme Kurulu kararları da yok hükmündedir. İnşaat Yürütme Kurulunun kat maliklerince seçildiğine ve görevlendirildiğine dair hiçbir toplantı tutanağı ve kayıt yoktur. İnşaat Yürütme Kurulu diye bir kurul ne 634 sayılı kanunda, ne de 6306 sayılı kanunda yoktur. İnşaat Yürütme Kuruluyuz diye bir takım kişiler kendilerine unvan vermişlerdir. Anılan kurulun hiçbir yasal dayanağı yoktur. Bu sebeple bu kurulun almış olduğu kararlar da yok hükmündedir.

 c-Site arazisine yapılacak inşaatın mimari projesi tarafıma verilmemiş ve İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğündeki dosyasına da sunulmamıştır. Ayrıca bağımsız bölüm paylaşımına esas olmak üzere, yeni yapılacak projeye ait SPK lisanslı firma Ekspertiz Raporu alınmamış, mevcut dairelere göre hazırlanmış 23/02/2016 tarihli ve 02/05/2016 tarihli Ekspertiz Raporları ile işlem yapılmıştır.  Bu husus, açıkça yasaya aykırıdır. Yeni projedeki daire paylaşımı, mevcut dairelere göre hazırlanmış 23/02/2016 tarihli ve 02/05/2016 tarihli Ekspertiz Raporları ile yeni yapılacak inşaat projesine ait SPK lisanslı firma Ekspertiz Raporunun birlikte değerlendirilmesiyle yapılmalıdır. Kaldı ki, civardaki emsal dairelerin rayiç değerleri daha yüksek olmasına rağmen, düşük değer takdiri yapılmıştır. Bu sebeple de, yeniden ve güncel SPK lisanslı firma Ekspertiz Raporu alınmasını talep ediyoruz. (EK-3 ve EK-4’de ihtarnamelerin ekindeki değerleme raporları)

 

d-Yeni projede daire paylaşımı adil yapılmamıştır. 23/02/2016 tarihli ve 02/05/2016 tarihli Ekspertiz Raporlarında görüldüğü gibi, mevcut dairem (B Blok Zemin Kat 11 no’lu daire-tapuda zemin kat 1 numaralı bağımsız bölüm) 8. Parselde değeri (870.000,00 TL) en yüksek olan 3. sıradaki dairedir. Ekspertiz raporunda daha düşük değere sahip olmasına rağmen, değeri düşük yan yola cepheli A Blok 4. Kat 10 numaralı daire (800.000,00 TL) maliki ……….’e yeni projede değeri yüksek ana yola cepheli A Bloktan daire verilmiştir. Söz konusu şahıs yöneticinin oğlu olması sebebiyle açıkça kayrılmıştır. Yine ekspertiz raporunda benim daireme kıyasen daha düşük değere sahip olmasına rağmen, değeri düşük B1 Blok 4. Kat 19 numaralı daire (780.000,00 TL) maliki ………,  değeri düşük B1 Blok 2. Kat 16 numaralı daire (800.000,00 TL) maliki …….’a, değeri düşük B1 Blok Zemin Kat 12 numaralı daire (830.000,00 TL) maliki ………’e, değeri düşük B1 Blok 3. Kat 17 numaralı daire (800.000,00 TL) maliki ……..’e, yeni projede, değeri en yüksek daireler paylaştırılmıştır.  Daire paylaşım listesinde ise şahsıma B Blok 10 numaralı bağımsız bölüm planlanmıştır. Şahsıma planlanan B Blok 10 numaralı bağımsız bölümün şerefiyesi, mevcut daireme göre çok düşüktür.  Hak kaybım mevcuttur. (EK-3,  EK-4,  EK-6,  EK-7)

 e-Yeni inşa edilecek projede kat malikleri ve yükleniciye paylaştırılan bağımsız bölümlerin hiç birinin arsa payı belirlenmemiş ve arsa payının nasıl belirleneceği de sözleşme ve eklerinde her hangi bir esasa bağlanmamıştır. Kat malikleri ve yükleniciye verilecek arsa payı oranının, şerefiyeler, inşaat alanları, bağımsız bölüm metrekareleri vb. tüm hususlar birlikte dikkate alınarak adilane hesaplanmalı ve sözleşmede esasa bağlanmalıdır.

 f- İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından, 19 Eylül 2016 tarihli toplantı ve 04 Ocak 2017 tarihli her iki toplantıda da 6306 Sayılı Kanun ve Yönetmeliklerine uygun olmadığı halde, sözleşme, paylaşım krokisiyle ekspertiz raporu v.b.’deki hukuki usulsüzlüklere rağmen maliki bulunduğum bu gayrimenkul için satış kararı alınmıştır.

 

g- 19 Eylül 2016 tarihli toplantıdaki usulsüzlükler şunlardır( Bu toplantı ve alınan kararlar hukuken geçersizdir), Çünkü;

Ø6306 Sayılı Yasa Yönetmeliğinin 15/a. Maddesi “...bütün maliklerce oybirliği ile karar verilmemiş ise…” hükmüne amirdir. Söz konusu madde metninden de anlaşıldığı gibi, kentsel dönüşüm kapsamında yapılacak toplantıya bütün hissedarların noter marifetiyle çağrılması gerekmektedir. Sözde temsil kurulu ve bazı malikler kanuna usulüne uygun bir toplantı yapmadan 24/08/2016 tarihinde tarafımı ve ayrıca bazı malikleri “oy birliği” için davet etmeden, noterde istedikleri yerleri yeni projede paylaşım krokisinde alarak ve yükleniciden 40.000-TL peşinat alarak yüklenici ile sözleşme imzalamışlar.Bu sözleşme ve tüm ekleri 6306 Sayılı Yasa ve Uygulama Yönetmeliğinin 15/2. Maddesine aykırı olduğu için hukuken geçersizdir. Sözleşmeye ek olarak yapılan sözde temsil kuruluna verilen vekaletin NEDEN bu kadar geniş yetkili olduğu, inşaat işleri dışında satış, trampa v.b. konuları neden kapsadığı  anlaşılamamaktadır.

ØKentsel dönüşümle ilgili bir toplantının konusu sadece 6306 Sayılı Kanuna göre yapılacak işlerdir. “19 Eylül 2016 tarihinde gerçekleşecek kat malikleri genel kuruluna davet” te gündem maddelerinde örneğin madde 4-6-7-8-9-11 gibi denetleme kurulu raporu, site görevlisinin sözleşmesinin feshedilmesi, demirbaşların kayıttan çıkarılması ve satışı v.b. konular, hukuka aykırı olarak gündeme dahil edildiği için geçersizdir.

Ø19 Eylül 2016 tarihli toplantıdan önce tarafıma sözleşme, vekaletname, ekspertiz raporu, paylaşım krokisinde ismimin yer aldığı bağımsız bölüm v.b. tüm bilgiler gönderilmediği için bu toplantı geçersizdir.

ØBu toplantıda alınan kararlar tutanağının 3.maddesinde, maliklerden avukat …………..’nun, divan başkanı olarak ………… İnşaat A.Ş.’nin vekili olan Avukat ………….’nin tarafsız olmayacağı nedeniyle itirazına rağmen ve daha da önemlisi ……….  ……….. sitesinde malik veya malik vekili olmadığı halde hukuka aykırı olarak toplantıya katıldığı ve başkanlık yaptığı için toplantı geçersizdir.

ØBu toplantının 6.maddesinde herhangi bir adaylık ve seçimle gelmeyip anılan sözleşmenin içine vekaletnamelerle ve sözleşmenin 2. 7. Maddesiyle “derç edilen” inşaat yürütme kurulunda örneğin inşaat konusunda herhangi bir eğitimi olmayan ……..’in ve yine bu konuda eğitimi olmayan 1943 doğumlu yaşlı bir insan olan …………. bulunması anlaşılamamaktadır.6306 Sayılı Kanuna göre “huzur hakkı” kentsel dönüşümdeki uyuşmazlıklarda üniversiteden öğretim görevlisi v.b. teknik donanımlı ehil kişilere ödenecek bir ücret olarak tanımlanmıştır. Anılan sözleşmenin 2. 7. Maddesi ve 9. 4. Maddesinde “ Ayrıca teknik kurula 150.000-TL huzur hakkı ödenecektir” maddesiyle bu şahıslara ödeme yapılması yine anlaşılamamaktadır.(Teknik kurul = …..,…… Semih Alp, ……….). Bu toplantı tutanağının 6.maddesinde 9.parsel maliklerinden Avukat ………..’nun inşaat denetleme görevine bu kişilerin uygun olmadığına dair itirazı da mevcuttur.

ØBu toplantı tutanağının 10.maddesinde 23/02/2016 tarihinde alındığı söylenen değerleme raporu tarafıma önceden hiç iletilmediği gibi, riskli yapı raporunun kesinleştiği 12/08/2016 tarihinden önce alındığı için geçersizdir.(Bu rapora her türlü itiraz hakkımı saklı tutuyorum) Kaldı ki, hem mevcut durumda hem de kendi aldıkları değerleme raporuna göre benim yerim 3.sırada kıymetli olduğu halde yeni projede hakkım olan bağımsız bölüm verilmemiştir.

Ø19 Eylül 2016 tarihli toplantı tutanağında da görüleceği üzere tutanakta örneğin 3,4,5,6,7,8,9,11. maddeleri gibi 6306 Sayılı Kanun dışında farklı ve kanunla alakasız konular görüşüldüğü için bu toplantı ve alınan kararlar geçersizdir.

ØBu toplantı tutanağında yüklenici ile sözleşme imzalamadığım takdirde ”Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca tespit edilecek değer üzerinden satışa gidileceği ve taşınmazda diğer paydaşların adıma kayıtlı bağımsız bölüm arsa payının ihalesine iştirak edeceklerine dair” bir karar olmadığı halde Bakırköy 40. noterden gönderilen 026482 yevmiye nolu ihtar 1’de sanki böyle bir karar alınmış gibi yazılmıştır. Kaldı ki böyle bir karar alındığı iddia edilse bile yukarıda belirttiğim nedenlerden dolayı bu toplantı ve kararları hukuken geçersizdir. Bu toplantıya katılmadığım ve toplantı kararlarında da imzam olmadığı görülecektir.

 

h- 04 Ocak 2017 tarihli 1 Nolu karar şeklinde yapılan toplantı 6306 Sayılı Kanun ve ilgili yönetmeliğine göre geçersizdir, Çünkü;

Ø  Yine 6306 Sayılı Kanun’un 15/2 maddesi gereği benim de oy birliği için noter vasıtası ile davet edilmem gereken bu toplantıya çağrılmadım. Bu hukuki nedenden dolayı yapılan toplantı ve alınan kararlar geçersizdir.28/04/2016 tarihinde bazı maliklerden aldıkları vekaletnameleri kullanarak sadece ……..…………..………….…….. vekaleten imzası ile diğer malikler adına kararlar imzalanmıştır.Bu toplantıya çağrılmadığım gibi katılamadığım ve toplantı kararlarında da imzam olmadığı görülecektir.

Ø  04 Ocak 2017 tarihli yukarıda adı geçen 4 malik arasında yapılan toplantının karar tutanağında da 3.maddede açıkçaitiraf edildiği üzere28 Mart 2016 tarihinde bu 4 malik ve bazı malikler riskli yapı raporunun kesinleştiği 12 Ağustos 2016 tarihinden önce binamızın Kat Mülkiyeti Kanunu’na tabi olduğumuz dönemde KMK’ya göre “OY BİRLİĞİ” gerekmesine rağmen KMK’ya uygun resmi bir toplantı yapmadan anılan sözleşmede yüklenici sıfatı adı ile “…………İnşaat San. Tic. A.Ş.” ile, oy birliği olmadan ön protokol imzalamış ve usulsüz paylaşım krokisi yapılmıştır.

Ø  Bakırköy 40. Noter’den 11 Ocak 2017 tarihinde 00806 yevmiye no’luihtarname’nin 3.ekindeki 06/05/2016 tarihli ekspertizraporu’na her türlü itiraz hakkımı saklı tutuyorum.Bu rapor, yine riskli yapı raporu’nun kesinleştiği 12 Ağustos 2016 tarihinden önce yapıldığı için geçersizdir. Ayrıca 23 Şubat 2016 tarihinde yapılan ekspertiz raporundan 2 aydan fazla zaman geçmesine rağmen, aynı firma(Ekspertur) tarafından yine yapılmasın rağmen enflasyon oranında bile değer artışı olmaması ve değerlemelerin emsallerinden düşük olması kabul edilemez.Bu toplantıda da “SPK raporu okundu, kabul edildi ibaresi ve sözleşmeyi imzalamadığım takdirde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca tespit edilecek değer üzerinden satışa gidileceği ve taşınmazda diğer paydaşların adıma kayıtlı bağımsız bölüm arsa payının ihalesine iştirak edeceklerine dair” herhangi bir karar yoktur.

 

ı- Dilekçemin 7 ve 8. Maddelerinde belirttiğim 19 Eylül 2016 ve 04 Ocak 2017 tarihli kentsel dönüşüm için yapılan bu iki toplantıda her ne kadar ….…. sitesi ismi geçse de, 8 ve 9.parsel ayrıdır.Binalar KMK’ya tabi iken toplu yapı yönetim planına geçilmemiştir ve tapuda 8 ve 9 parsel için  iki ayrı yönetim planı bulunmaktadır.Belirttiğim bu iki toplantı sanki site tek bir parselmiş gibi yapıldığı için, iki parselin toplantısı bir arada yapıldığı için de usulsüzdür.

 i- Paydaşı bulunduğum 54 Pafta, 246 Ada, 8 Parsel’deki mevcut durumda zemin kattaki dairem, incirli caddesine 3. yakınlıktaki en kıymetli 3.yer olduğu için ve bu mevkide zemin katlar kıymetli olduğundan, yeni yapılacak projede A Blokta en kıymetli dairelerden birinden yer almam gerektiği aşikardır.Ayrıca, değer kazanan diğer dairelerden de şerefiye alacağım vardır.(Ek 6=Tablo, Ek 3’teki 23/02/2016 tarihli ekspertiz raporu, Ek 4’teki 02/05/2016 tarihli ekspertiz raporu) Hem yeni yapılacak projede zemin katta tarafıma planlanacak bağımsız bölüm ticari alan, dükkan olarak sözleşmeye göre yükleniciye verilmekte, hem de 24/08/2016 tarihinde imzalanan sözleşmenin(9.4.) maddesinde yüklenicinin ödemeyi vaadettiği toplam 4.650.000-TL(Dörtmilyonaltıyüzellibin Türk Lirası) ödeme, hak ihlaline uğramama rağmen hukuka aykırı olarak parça parça ödenecek toplam daire başı 155.000-TL olarak adaletsizce tüm paydaşlara eşit verilecekmiş.Anılan sözleşmeyi imzalayarak bu madde ile uğrayacağımhak kaybımdan ve şerefiye hakkımdan vazgeçirilmeye mecbur bırakılmaktayım. Paylaşım krokisinde de bana kendi yaptırdıkları ekspertiz raporuna bile uymayarak ısrarla yeni yapılacak projede A Bloktan daire verilmesi gerekmesine rağmen, arka bloktan değersiz bir daire verilmesine mecbur bırakılıyorum.

 

j- 24/08/2016 tarihli sözleşmenin 13.maddesinde “Yüklenicinin yer teslimi esnasında 36 ay süreli 9.000.000-TL (Dokuz milyon Türk Lirası)  tutarında TEMİNAT MEKTUBU vereceği” belirtilmiştir. Mevcut binalar yıktırılmış ve yer teslimi yükleniciye gerçekleştirilmiştir. Tüm ısrar ve taleplerime rağmen kendine teknik kurul diyen malikler bu teminat mektubunu tarafıma göstermemiş ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü satış dosyası başvurusuna da koymamışlardır. Bahsi geçen ve sözleşmenin şartı olan bu teminat mektubunun verildiği şüphelidir. Teminat mektubu alınmadan sözde teknik kurulun payımın satışı için başvurduğundan şüpheleniyorum. Teminat mektubunun satış dosyası başvurusundan önce verilmesi gerekmektedir. Bu teminat mektubu mahkemece kendiliğinden incelenecek bir konu olduğundan, Yüce Mahkemeniz tarafından talep edilip incelenmesini saygılarımla arz ederim.

6- Gerek Bakırköy 40.noterliğinden tarafıma gönderilen 12 Ekim 2016 tarihinde 0264482 yevmiye nolu ihtarnamede, gerekse Bakırköy 40.noterliğinden tarafıma gönderilen 11 Ocak 2017 tarihli 00806 yevmiye nolu ihtarnamede “246 ada 8 parsel Paylaşım Krokisi” adı altında gönderilen, yeni yapılacak projedeki daire paylaşımında malik olmayan kişilerin isimleri yazdığı için ve ayrıca bazı maliklerin isimleri eksik ve/veya hatalı yazıldığı için yapılan toplantılar, alınan kararlar ve yapılan paylaşım krokisi hukuken geçersizdir. 6306 Sayılı Kentsel Dönüşüm Kanunu ve İlgili Yönetmeliklerine göre önce oy birliği aranan bir toplantı yapılır. Oylama sonucunda 3/2 çoğunluk sağlandığı takdirde sözleşme yapılır. Yukarıdaki maddelerde açıkladığım şekilde önce 24/08/2016 tarihinde bazı malikler ve yüklenici arasında sözleşme yapılmış olup daha sonra toplantıya çağrıldığı için zaten bu tarihte yapılmış sözleşme ve vekaletler, paylaşım krokisi v.b. ekleri de hukuken usulsüzdür. Anılan sözleşmenin eki olan paylaşım krokisindeki malik isimleri yanlışlıkları eksik ve/veya hataları şu şekildedir;

  Örneğin mevcut durumda, A Blok 2 no’lu dairenin sahibi vekalet ve tapu kaydında da anlaşılacağı gibi ……………olduğu halde paylaşım krokisinde annesi ………adı yazılmıştır.Yine mevcut durumda Bblok 9 no’lu daire sahibi ….. olduğu halde babası …………yazılmıştır.Malik olmayan tek bir kişi bile anılan paylaşım krokisinde yazıldığında hukuken bu paylaşım geçersizdir.Ayrıca örneğin mevcut durumda A Blok No.7, A Blok No.9,   B Blok No.17,  B BlokNo.14,   B Blok No.13, B Blok No.18,  B Blok No.20,  C Blok No.25,  C Blok No.26,  C Blok No.28,  C Blok No.30’daki maliklerin isimleri de eksik ve/veya yanlış yazılmıştır. ( Somut deliller EK 3- EK 4- EK 6 – EK 7)

Yukarıdaki maddelerde belirtilen her iki ihtarda da anılan PAYLAŞIM KROKİSİNDEKİ usulsüzlüklere ve hatalara rağmen bu paylaşım krokisini imzaladığım takdirde,malik olmayan kişilerle sözleşme yapmış sayılacağımdan, bir hak iddia edemeyecek, yasal haklarımı savunamayacak duruma düşürüleceğim.İstanbul Valiliği Çevre Şehircilik İl Müdürlüğüyeterince incelemeden ve paylaşım krokisindeki malik isimlerini düzelttirmeden çıkardığı satış kararının SADECE BU HUKUKİ AYKIRILIK NEDENİNDEN DOLAYI BİLE durdurulması gerekir.Satış kararının ivedilikle durdurulmasını saygılarımla arz ve talep ederim.

 7- Yeni yapılacak inşaatta PAYLAŞIM KROKİSİ adı altında yapılan daire paylaşımları adaletsizdir.

Örneğin: Mevcut durumda daire numaraları ve maliklerden:

·         A Blok 10 numara maliki ………,incirli caddesine cephesi olmayan 4.kattaki yerinden tabela değeri yüksek incirli caddesi cepheli dükkan üzerindeki 1.kata geçmiştir.

·         ABlok 3 numara maliki ……….., 2 kat daha şerefiyesi yüksek daireye geçmiştir.

·         ABlok 8 numara maliki …………….., 1 kat daha şerefiyesi yüksek daireye geçmiştir.

         ( 13.a, 13.b,13.c şıklarındaki yukarıdaki malikler sözde teknik kuruldaki Talat Gökler’in akrabalarıdır.)

·         ABlok 4 numara maliki ………, 1 kat şerefiyesi daha yüksek daireye geçmiştir.

·         B Blok 19 numara maliki …..,  Mu.T…………. olarak yanlış yazılmıştır.Mevcut durumda benimle aynı hizada ama değeri benimkinden daha düşük payın sahibi olduğuolduğu halde, yeni projede  ABlok’a geçmiştir.

·         BBlok 17 numara ……… mirasçıları ……şeklinde yanlış ve malik isimleri eksiktir.Mevcut durumda benimle aynı hizada fakat değeri daha düşük payın sahipleri olduğu halde,yeni projede ABlok’a geçmiştir.B Blok 17 numara maliklerinden biri olan ………sözde teknik kuruldadır.

·         B Blokta 16 numara maliki ………, benim yerimden caddeye daha uzak olduğu için ve yerinin değeri benimkinden daha düşük olduğu halde,yeni yapılacak projede hem ABlokta daire almış hemde 1 kat şerefiyesi daha yüksek olan daireye geçmiştir.

·          Blokta 11 numara maliki ……., 1 kat şerefiyesi daha yüksek daireye geçmiştir.

·         C Blokta 14 numara maliki ………., 1 kat şerefiyesi daha yüksek daireye geçmiştir.

·         CBlokta 26 numara maliki …………, 1 kat şerefiyesi daha yüksek daireye geçmiştir.

·         CBlokta 21 numara maliki ………., mevcut durumda 1.kattan yeni projede 3 kat şerefiyesi daha yüksek daireye geçmiştir.………’de sözde teknik kuruldadır.

Yukarıda belirttiğim tüm nedenlerden dolayı anılan “Paylaşım Krokisi”, sözleşme, toplantılar, v.b. ve tüm işlemler adaletsiz ve hukuka aykırıdır.Ayrıca her türlü itiraz, her türlü maddi manevi tazminat ve yerel ve uluslararası mahkemelerde dava haklarımı, fazlaya ilişkin her türlü haklarımı saklı tutuyorum.

                 8-Mülkiyet hakkı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek 1 No’lu Protokol kapsamında anayasal güvence altındadır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Buna rağmen, keyfi uygulamalarla, adeta yangından mal kaçırırcasına, dairemin yüksek şerefiye payını yok sayarak, şerefiyesi en düşük daireyi almaya zorlamaktayım. Sözde İnşaat Yürütme Kurulu  "ya bizim takdir ettiğimiz daireyi alırsan, ya da daireni satışa götürürüz" diyerek  şahsımı açıkça tehdit etmektedir. Kentsel dönüşüme karşı değilim. Sadece mevcut dairemle aynı değerde (şerefiyede) daire talep etmekteyim. Sözde İnşaat Yürütme Kurulu yapılacak projede en yüksek şerefiyeli daireleri kendilerine paylaştırmışlardır. Yok hükmündeki kurulun keyfi uygulamaları ile mülkiyet hakkım elimden alınmıştır.

 Dava sonucuna kadar satışın ve müteakip işlemlerin durdurulması hususunda yürütmenin durdurulmaması kararı verilmemesi halinde ileride telafisi imkânsız zararlar meydana geleceği aşikardır.

 Bu talebim, mahkeme tarafından yerinde görülmemiş ve usul ve yasaya aykırı olarak reddedilmiştir. Mahkemenin kararına yukarıda izah ettiğim gerekçelerle itiraz ediyorum. İtirazımın kabulü ile, mahkemenin RED kararının kaldırılarak, YD kararı verilmesin talep ediyorum.

 Netice veTalep: Yukarıda açıkladığımız nedenlerle, İstanbul … İdare Mahkemesi’nce Verilen …Tarih …. E. Sayılı Yürütmenin Durdurulması Talebinin Reddi Kararının kaldırılarak dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulmasına, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini, Yüce Mahkemenizden saygıyla talep ederim….

Hits: 10049

KENTSEL DÖNÜŞÜM SORUNLAR

6306 SAYILI YASADA 2/3 ÇOĞUNLUĞA TANINAN YETKİLER
 1. Riskli alanlar ve rezerv yapı alanlarında uygulama yapılan etap veya adada, riskli yapılarda ise bu yapıların bulunduğu parsellerde, yapılar yıktırılmadan önce, parsellerin ...
BİNA ORTAK KARAR PROTOKOLÜ
  Not: 3 numaralı daire sahibi ......'nun yerine vekaleten katılan ....'nun vekaleti incelenmiş EK-l'de verilen vekaletnamenin 3. Sayfasında "bina ortak karar protokolünü ...
AZINLIK PAYININ SATILMASI
  Hisse Satış Başvurusunun İl Çevre Müdürlüğünde Değerlendirilmesi Yasanın 6. maddesi uyarınca yapılan Malikler Kurulu Toplantısında 2/3 arsa payı ...
KENTSEL DÖNÜŞÜM SÜRECİNDE DEVLETÇE YAPILAN KİRA YARDIMININ KAPSAMI
   Anlaşma ile tahliye edilen uygulama alanındaki yapıların maliklerine tahliye veya yıkım tarihinden itibaren Bakanlıkça kararlaştırılacak aylık kira yardımı ...
6306 YIKMA VE YAPMA KARARLARI
Her türlü önemli yönetim işinde kat maliklerince oybirliği ile karar alınması gerekir (634 s. Kanun md. 45). Her bir paydaş, eşyayı bir zarar tehlikesinden veya zararın ...
7181 SAYILI KANUN
TAPU KANUNU VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK  YAPILMASINA DAİR KANUN Kanun No. ...
BAKANLIĞIN SÖZLEŞMEYİ BOZMASI
7181 Sayılı Yasanın 24. Maddesiyle 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 6 ncı maddesine eklenen 14 fıkrasında[1], TBK. md. ...
DAVA DİLEKÇESİ
İSTANBUL BÖLGE İDARE MAHKEMESİ SAYIN BAŞKANLIĞI’NA Sunulmak Üzere İSTANBUL 8. İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞININA ...